





İmamoğlu'nun ilk hedefi CHP İstanbul İl Başkanlığı'nı kendi kontrolüne almaktı. İş dünyasından toplanan paralarla bu yapı kuruldu. İl Başkanlığı'na kendi adamı Özgür Çelik getirildi.




Bu operasyon, sadece partiyi dönüştürmek için değil, geleceğin cumhurbaşkanlığı yarışını şekillendirmek için atılmış stratejik bir adımdı. İçeriden çökertme, parayla sadakat satın alma ve koltuk karşılığı sadakat zinciriyle CHP'nin siyasi hafızasına silinmeyecek bir kara leke sürüldü.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihi boyunca pek çok iç çekişmeye ve liderlik yarışına tanıklık edildi. Ancak bu kadar sistematik, bu kadar aleni, bu kadar ağır bir siyasi rüşvet planlaması daha önce hiç yaşanmadı.

-Partiyi ele geçirmek,
-Delege sistemini kontrol altına almak,

Ve şimdi bu yapı, CHP tarihine eşi benzeri görülmemiş bir kara leke olarak geçti.

Etkin pişmanlıktan yararlanan Adem Soytekin'in 13 saatlik, 40 sayfalık ifadesi rüşvet operasyonunun tüm detaylarını ortaya koydu: "KİPTAŞ merkez ofisinde yapılan toplantıda, 350 dairelik projeden 100'ü VIP Liste adıyla ayrıldı.


Dosyaya giren ifadelere göre bu daireler, kurultay öncesi delegelerin "sadakatini sağlamak", "oy garantilemek" ve "parti içi muhalefeti susturmak" amacıyla kullanıldı.

İtirafçı beyanlarına göre sistemin kurucusu doğrudan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.


Satılmadan doğrudan dağıtılan 100 lüks daire, Türkiye'de siyasi mühendisliğin geldiği noktayı gözler önüne serdi.